Soğuk ofisler… Bir türlü ısıtmayan klimalar, yaz ortasında montla oturulan toplantı odaları. Bir ofisin sıradan bir şikâyet listesi gibi duran bu ayrıntılar, kadınlar için fiziksel bir eziyete dönüşebilir. Menopoz döneminde bir kadın içinse böyle bir ofisi tanımlayacak kelime belki de işkence olabilir. Peki, bugüne kadar buzdolabına dönen toplantı salonlarının sadece erkeklerin beden sıcaklığına göre ayarlandığını fark ettiniz mi?
“Eşyanın Patriyarkası”nda Rebekka Endler’in de hatırlattığı gibi, mekânlar ve nesneler tarafsız değildir; ataerkildir. Ofisteki klima ayarından sandalye yüksekliğine, kahve molalarının saatinden tuvalet sayısına kadar her şey, kim için düzenlenmişse ona hizmet eder. Kadın bedeninin sıcaklık dengesi, hormonal döngüsü ya da yaş alması genellikle göz önüne alınmaz. Özellikle de konu menopozsa.
Menopoz İş Yerlerinde Neden Konuşulmaz?
Kapitalizm; kadının adet döngüsünü, günbegün değişen hormonlarını, doğumunu ve görünmeyen, ücretlendirilmeyen bakım emeğini çoğunlukla “problematik” olarak görmeye programlı. Beklenmeyen herhangi bir tepkide “yoksa özel günün mü?” diyen sesler, menopozda yaşanan fiziksel ve duygusal değişimleri de benzer şekilde ya görmezden geliyor ya da yargılayıcı bir dille suskunluğa itiyor.
Regl izni henüz çalışma hayatında yerini bulamamışken, iş yerlerinde menopoz hakkında konuşmak hâlâ bir tabu. Oysa menopoz, kadın çalışanların yaşadığı geçici bir kriz değil; hayatın olağan bir parçası. Ve evet, iş performansını etkileyebilecek fiziksel ve psikolojik belirtilerle birlikte geliyor: sıcak basmaları, uykusuzluk, konsantrasyon bozukluğu, kaygı, hatta depresyon (1). Peki ofisler buna hazır mı?
Menopoz, Yeni Bir Cam Tavan mı?
Görülmeyen, konuşulmayan, yok sayılan, bir biçimde görmezden gelinen ve dolayısıyla politik bir mesele olarak ele alınmayan her şey, kadınlar için bir başka “cam tavan” oluyor. Menopoz da bu görünmez tavanlardan biri. Çalışanlar semptomlarını gizlemek zorunda hissediyor, bu da iş yaşamını etkiliyor (2). İngiltere’de yapılan bir araştırma, menopozdaki kadınların %59’unun iş yerinde destek alamadıklarını ve bunun onları istifaya kadar sürükleyebildiğini gösteriyor (3).
Fakat sorulması gereken aslında şu: Kadın bedeni iş yerinde ne zaman “olduğu gibi” kabul edilecek? Regl “dengesizlik”, hamilelik “verimlilik riski”, emzirme “verim kaybı”, menopoz ise “tükenmişlik” anlamına geldi. Kapitalizm, üretkenliği merkezine alan yapısıyla kadın bedeninin her doğal evresine ya sessizlikle ya da sorunlaştırarak müdahale etti. Oysa tüm bu süreçler birer “arızalı hâl” değil, hayatın akışı. Asıl arıza, bu bedenleri hâlâ nötr, maskülen bir norm üzerinden ölçmeye çalışan sistemin kendisinde.
Peki Dünya Ne Yapıyor?
Bu görünmezliği görünür kılmak için bazı ülkelerde ve kurumlarda önemli adımlar atılıyor:
İngiltere, CIPD (Chartered Institute of Personnel and Development) aracılığıyla şirketlerin menopoz politikaları geliştirmesini öneriyor ve işverenlere rehberlik ediyor (4).
Avrupa Parlamentosu, menopozun bir işyeri meselesi olarak ele alınması gerektiğini açıkça belirtiyor (5).
ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü), bu konunun artık sadece bireysel değil sendikal ve kurumsal bir sorumluluk alanı olduğunu vurguluyor (6).
BSI (British Standards Institution), iş yerlerinde menopozu da kapsayan sağlık politikalarının nasıl oluşturulması gerektiğine dair ayrıntılı rehberler yayımladı (7).
OSHA Avrupa Ajansı, kadın sağlığına dair daha kapsayıcı bir iş güvenliği çerçevesi çağrısında bulunuyor (8).
Dahası, bazı şirketler sıcaklık ayarlarından kıyafet kodlarına kadar menopoz dostu dönüşümler planlıyor. Çalışanlara özel destek grupları ve danışmanlık hizmetleri sağlanıyor. Henüz az sayıda örnek olsa da bu adımlar, toplumsal farkındalığın arttığını gösteriyor.
Son Söz: Beyaz Yakalılar Menopozu Konuşursa
Menopoz, “yavaş yavaş yok olma” değil, bedenin yeni bir düzene geçişi. Kapitalizmse bu dönüşümle yüzleşmek yerine, kadının bedenini “verimsiz” ilan etmeyi tercih ediyor. Oysa ofislerin, bedenlerimizin her evresine göre şekillenmesi gerekmez mi?
Şimdiye dek “terliyor musun yoksa gergin misin?” gibi imalı bakışlarla bastırılan menopoz, artık açıkça konuşulmalı. Beyaz yakalı kadınlar olarak bunu görünür kılmak, sessizliği kırmak ve sadece daha sıcak değil, daha adil çalışma koşulları talep etmek hepimizin hakkı.
Kaynakça
(1) CIPD – Menopause at Work
(2) PubMed – Menopause and the Workplace
(3) WHO – Menopause Fact Sheet
(4) European Parliament – Menopause at Work
(5) ILO Voices Podcast – Is the Menopause a Workplace Issue?
(6) OSHA Europe – Women and Health at Work
(7) BSI – Menstrual Health and Menopause in the Workplace Guide
(8) OSHA Europe – Women and Health at Work