Soğuk havalar yavaş yavaş kendini belli ederken grip ve nezle gibi hastalıklar hemen kendini göstermeye başladı. Havalar iyice soğumadan, bir başka deyişle ofiste herkesin sırayla hasta olduğu o kutlu mevsim gelmeden, hastalık iznini konusunda haklarınız neler, bu kez bir hukukçu ile birlikte masaya yatırarak birkaç adımda bu konudaki tüm soru işaretlerini gidermek iyi bir fikir olmaz mıydı?
Hastalık izni nedir? Neleri kapsar, neleri kapsamaz?
Öncelikle bu yazının konusu iş kazası ve meslek hastalıklarını içermemektedir. Yalnızca, uygun tabirle kısa süreli istirahat ile giderilebilecek geçici iş göremezlik durumunu ele alınacaktır. Bu anlamda, 4857 Sayılı İş Kanunu’nda doğrudan “hastalık izni” olarak bir kavram düzenlenmemiş olup buna rağmen çeşitli maddelerde atıf yoluyla ve başkaca yönetmeliklerde tanımlanan hale ilişkin düzenlemelerin yer aldığı görülmektedir. Bu durum hastalık izninin yoruma açık olmasına ve bu konuda oldukça fazla bilgi kirliliklerinin oluşmasına sebebiyet vermektedir.
Hastalık izninin süresi ne kadardır?
Öncelikle hastalık izninden bahsedilmesi için sağlık kuruluşlarından alınan istirahat raporu olması gerekmektedir. Ayakta tedavilerde tek hekim raporu ile bir defada en çok 10 gün rapor verilebilir. Raporda istirahat sonrasında bir kontrol muayenesi belirtilmiş ise toplam süre yirmi günü geçmemek kaydı ile uzatılabilecektir. Yirmi günü aşan istirahat raporlarının ise mutlaka sağlık kurulundan alınması gerekmektedir. İşyeri hekimleri tarafından ise en fazla 2 gün süreli rapor verebilmektedir.
Hastalık İznindeyken ücrete hak kazanır mıyım?
İş Kanunu’nun temel prensibi ücrete çalışılan gün karşılığında hak kazanılmasıdır, çalışılmadığı halde çalışılmış gibi ücret ödenmesi zorunluluğu ancak istisnai hallerde, yani kanunda açıkça belirtilmesi halinde mümkündür. Peki hastalık iznindeyken kanuni olarak ücrete hak kazanılabilir mi?
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği ile çalışanın iş göremezliğin başladığı tarihten önceki 1 yıl içinde en az 90 gün sigorta primi ödenmiş olması şartıyla, geçici iş göremezliğin 3. gününden başlamak üzere “geçici iş göremezlik ödeneği” verileceği düzenleme altına alınmıştır. Bu ödeneği işverenin maaşınızdan mahsup etme hakkı vardır. Peki 2 gün ve daha az bir süre ile rapor alınmış ise ödenek kapsamına girmeyen bu durumda işverenin çalışmadığınız gün süresince maaşınızdan kesinti yapma hakkı var mıdır? Bu durum için mevzuatta bir açıklık bulunmuyor olsa da uygulamada, Çalışma Bakanlığı müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde 3 günden daha kısa süreli rapor alınması durumunda da işverenlerin ödeme yapması istendiği bilinmektedir. Ancak bu durumun maaşınız şekliyle de doğrudan bir ilişkisi vardır. Eğer ücretiniz maktu ücret yani aylık sabit maaş cinsindenyatmıyor (gün bazlı belirlenmiş olması vb. diğer haller) ise bu 2 günlük ücreti işverenin ödemekle yükümlü olmadığı söylenebilecektir.
İşe yeni başlayanlar, geçen yıl içinde 90 gün primi olmayanlar bakımından güzel haber ise eğer ücretiniz maktu ücret yani aylık sabit maaş cinsinden yatıyor ise, Yüksek Mahkeme bu durumda; hastalık izni vb. ile çalışılmayan günlerde de ücretin kesilemeyeceğine hükmetmiştir. (Yargıtay 9. HD 2016/10974 E., 2019/22392 K.) Daha farklı bir usulde maaş belirlenmiş ise yine işverenin ücret ödeme borcu altında olmadığı kabul edilmelidir.