Hiç zaman kaybetmeden bazı gerçeklerden bahsedeyim. Zihinsel bir bozukluk olan narsisizm, görüldüğü yerde kaçılacak bir kişilik bozukluğudur ve bir ofis ortamı istediğiniz an kaçabilmenin en zor olduğu yerlerden biridir. Özellikle yüksek işlevli bir narsistin çalışma hayatında ne kadar başarılı olabileceğini istatistiksel olarak düşünürsek, onlardan kaçış olmadığını kabullenmek kolaylaşıyor. “Henüz biriyle karşılaşmadıysanız ne mutlu!” diyemem, çünkü karşılaşacaksınız. Tıpkı bir doğal afete hazırlanır gibi, bu durum başınıza geldiğinde sakin kalmakta ve bilinçli hareket etmekte yarar var.
Yeni saç rengiyle böbürlenenlere, hafta sonu gittiği lüks mekanı 74. kez anlatanlara veya toplantılarda sahne alan kurumsal assolistlere bu tavırlarından dolayı narsist demek haksızlık sayılabilir. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı, 5. baskısına (DSM-5)* göre bir kişinin bu kategoriye girebilmesi için dokuz kriterden en az beşine uyması bekleniyor:
- Kendini aşırı beğenme duygusu
- Sınırsız başarı, olağanüstü yetenek fantezileri
- Özel olduklarına ve yalnızca yüksek statülü insanlarla ilişki kurmaları gerektiğine dair inanç
- Aşırı hayranlık duyulma ihtiyacı
- Her şeyi kendine hak görme hali
- Kendi çıkarları için başkalarını sömürme eğilimi
- Empati yoksunluğu
- Başkalarını kıskanma veya herkesin kendisini kıskandığına inanma
- Ukala ve kibirli davranış eğilimi
Bir de bu davranış bozukluklarının bir ofiste kendini nasıl hissetirebileceğine bakalım:
- Sorgulanma veya meydan okunmaya karşı rahatsızlık duymak
- Aşırı düzeyde sadakat, övgü ve hayranlık ihtiyacı
- Geri bildirimleri kabul etme ve uygulamaya itiraz
- Başkalarının fikirlerini dikkate almamak, onları problem çözme veya değişikliklerle ilgili konuşmalara dahil etmemek
- Organizasyondaki veya ekipteki diğer kişilerin kişisel ihtiyaçlarını değerli bulmamak
- Genellikle tek taraflı ve diğer paydaşları dahil etmeden kararlar almak
- Gösterişli bir kendini beğenmişlik duygusu ve hayal ürünü bir uzmanlık tavrı sergilemek
- Benlik algısına aşırı odaklanmak ve başkalarından da belirli bir imaj sergilemesini beklemek
- Kişisel ve mesleki üstünlük hissiyle güç merkezi olmayı beklemek
- Şirketin üst düzey yöneticilerine hayranlık, onlara yakın olmak için kişisel çaba sarf etmek
- İtaat ve kontrolü sağlamak için korku, suçluluk ve utanç hisleriyle ceza ve manipülasyona başvurmak
- Aşırı rekabetçi davranışlar sergilemek
- Ekibin veya ekipteki diğer kişilerin başarılarını kişiselleştirmenin yolunu aramak
Birini sadece çalışma ortamındaki tavrının klinik teşhis için yeterli olduğunu savunamayız. Fakat narsist tutum sergileyen bir ekip arkadaşınızla sağlıklı ilişki kurabilmenin belirli yöntemleri var; hem sizin huzurunuzu korumak hem de onlara ihtiyaç duydukları alanı yaratmak için…
Her Şeyin Başı Sakinlik
Bunun bir hastalık olduğunu unutmamalısınız; yani karşınızdakinin mantıkla veya konuşarak ikna olacağına inanmak hata olur. Daha büyük bir hataysa kendinizi açıklamaya çalışmanın verdiği yorgunlukla öfkeye kapılmaktır. Çünkü sizi kızdırma gücüne sahip olduğunu bilen bir narsist, mutlu bir narsisttir. Duygularınızın kontrolünün sizde olduğunu belli ederek sakin kalın. Onların aşırılıklarına verilecek en güzel cevap, sade bir kararlılık olacaktır. Narsisizm, tepkilerle ilgilidir. Sert tepki vermediğiniz bir narsist teknik olarak hükümsüzdür.
Sınırlarınızı Belirleyin ve Dikenli Tellerle Çevirin
Manipülatif davranış narsisizmle el ele gezer. Bu ikili kendini sonu gelmeyen iyilik ricalarında, kibar görünümlü aşağılamalarda, özdeğerinizi sorgulatan davranışlarda veya benzer şekillerde gösterebilir. Bu kişi yöneticiniz bile olsa, kim olduğu fark etmeksizin benlik çizgilerinize sıkı sıkıya tutunun. Karizmatik bir narsiste “hayır” demek istediğinizde buna ihtiyacınız olacak. Özel olduğunu düşündürmediğiniz bir narsist yenilgiyi kabul etmez, fakat geri çekilir. Örneğin bir toplantıda herkese aynı konuşma süresini vermek için geri sayım aracı kullanabilirsiniz. Narsistik akıl oyunlarına karşı gözle görülür bir gerçeklik sunmak ve bu gerçekliğe tabi olduklarını net şekilde göstermek son derece etkilidir. Anlamayacağınızı varsayarak olumsuz bir imada bulunan birine söylediklerini tekrar ederek anlamını yüksek sesle açıklamak zorunda bırakabilirsiniz. Varlığınızı görmezden gelen veya küçümseyen bir narsistle çalışırken yöneticilerinize hitap ettiğiniz yazılı yöntemler deneyebilirsiniz.
Bir diğer sınır koyma yöntemiyse çocuklar için kullanılan yarı-seçim hakkı sunma metodudur. Yapamayacaklarınızı duygudan arınmış şekilde belirttikten sonra, yapabileceklerinizi anlatın ve onlara kendi kararlarını alma şansı verin.
Hislere Değil, Gerçeklere Bakalım
Narsistler düşündüklerinde ısrarcı, hatta saplantılı olabilir. Empati kurmayı başaramadıkları için sizin duygularınızı önemsemezken, kendi duygularını dramatize ederek size suçlu veya hatalı hissettirmeye çalışabilirler. Bununla beraber narsistler, muhatap oldukları kişilerde ego uyarılmasına sebep olduklarından narsist eğilimleri ortaya çıkaran bir ayna gibi çalışırlar. Egonuzu kontrol altında tutun ve çalışma ortamınıza zarar vermediği sürece inandıkları şeyi düzeltmeye çalışmayın. Bırakın büyüklük hissi onlarda kalsın. Fakat açık ve kesin olmayı ihmal etmemekte yarar var.. ‘Böyle düşünmene üzüldüm’, ‘anlaşabilirsek çok sevinirim’ veya ‘sevindim’ gibi normal şartlarda tercih edebileceğiniz duygusal ifadeler burada işinize yaramaz.
Narsisizmin Gücünü Kullanın
Yüksek işlevli bir narsist, enerjisini doğru departmanda, uygun görev tanımıyla kullandığında şirketin en başarılı çalışanlarından olabilir. Onlarla doğru iletişim kurarak çalışmanın yollarını aramaya götüren sebeplerden biri de bu. Eğer başımıza bir şey gelmeyecekse, bazı davranışlarının ilham verdiğini bile söyleyebiliriz.
Kendinden şüphe duymak, birçok insanı potansiyellerini gerçekleştirmekten alıkoyar. Kararlı bir narsistin önündeyse CEO olsa duramaz. Bu yaklaşım onları özgürleştirip risk almaya daha yatkın insanlar haline getiriyor. Aynı şekilde reddedilme kendilerini sorgulamalarına neden olmaz. “Bu iş için en iyi aday ben değilim!” yerine “Bu kişi ne anlar zaten yetenekten!” diye düşünmeleri daha olası. Ayrıca, herkesin sahip olmak isteyeceği bir yeti sayılmasa da, 2018 yılında Personality and Individual Differences dergisinde yayınlanan bir araştırma**, ‘karanlık’ kişiliğe’ – veya narsisizm, psikopati ve Makyavelcilik gibi sosyal açıdan itici özelliklere – sahip bireylerin siyasette daha başarılı olduğunu gösterdi. Bu grup başkalarını överek veya sahte bir yakınlık kurarak istediklerini yaptırmada oldukça becerikli. Empatiden yoksun olmaları da onları hedefe giden yoldaki diğer dikkat dağıtıcılara karşı koruyor.
Neredeyse kıskanmadık mı?
Hepimizin biraz narsist, narsistlerin de biraz hepimiz gibi olduğu bir çalışma dünyası dileğiyle…
*https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3683251/
** https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0191886917306876