Ayrılsak da Beraber miyiz? - Ofis Press
Çarşamba, Kasım 26, 2025
  • Yazarlar
  • Kullanım Koşulları
Ofis Press
  • YAŞAM
  • KARİYER
  • GİRİŞİMCİLİK
  • TEKNOLOJİ
  • MEKAN
  • ETKİNLİK
  • SAĞLIK
  • SANAT
  • SEYAHAT
  • SPOR
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
İŞ İLANLARI
×
Ofis Press
Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
Anasayfa Kariyer

Ayrılsak da Beraber miyiz?

Özge Bozkurt Özge Bozkurt
30 Temmuz 2025
Kariyer
0
0
PAYLAŞIM
92
OKUNMA
Facebook'ta paylaşTwitter'da paylaş

Biz kurumsal hayatta, tanışmayı nasıl da iyi biliyoruz değil mi? Hoş geldin kitleri, buddy sistemleri, ilk gün çiçekleri, LinkedIn’de kalpler, alkış emojileri… Daha ilk günümüzden “biz bir aileyiz” mesajını veriyoruz. Hatta neredeyse“lovebombing” bile diyebiliriz: “Canım ekip arkadaşım, sen iyi ki geldin! Senden iyisini görmedi bu şirket! Öyle iyisin ki!” Sonra bir gün, içimizden biri gitmeye karar verir… Bir anda sahne kararır. Telefonlar daha kısa çalar, toplantı davetleri eksilir, kahve molalarında göz göze gelmek zorlaşır. Neredeyse bir “ghosting” hâli. O an fark ederiz ki veda etmeyi pek de bilmiyoruz.

Peki ne oluyor da bu kadar hızlı soğuyoruz?
Ayrılığı bir başarısızlık gibi mi görüyoruz? Sahiden lovebombing’den ghosting’e uzanan bu kısacık yolda neler oluyor? Galiba durum Goffman’ın Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu kitabında (Goffman, 1959) dediği gibi:
“Toplumsal yaşam, bir sahnede sergilenen performans gibidir; izleyicilerin gözündeki izlenimi korumaya çalışırız.”

İşe başlarken sergilediğimiz o “biz ne kadar güzel bir aileyiz” performansını, perde kapanırken devam ettiremiyoruz. Final sahnesinin provasını hiç yapmamışız. Son gün, elde kalan kırık dökük bir sessizlik; içimizi kemiren bir suçluluk duygusu… “Gitmese miydi?”, “Sıradaki ben miyim?” fısıltıları.

Vedayı yönetemeyince olanlar

Aslında hepimizin çok iyi bildiği bir şey var.  Bir vedayı yönetememek sadece giden kişiyi değil, hepimizin ortak hafızasını yaralıyor. Ofise bir sessizlik çöküyor. Kimse açıkça konuşamıyor. Giden arkadaşımıza “ne oldu?” diye sormaya çekiniyoruz; sorsak da genellikle “Boş ver ya…” cevabını alacağımızı epey iyi biliyoruz. Toplantılarda adı anılmaz olur, Slack kanalında esprileri eksilir, kahve molasında sandalyesi boş kalır. Ve biz fark etmeden şunu düşünmeye başlarız:

“Bir gün ben de gitsem, bana da böyle mi davranacaklar?” “Acaba onun yerinde ben olsaydım, bu soruya ne cevap verirdim?” “Biz gerçekten bir ekip miyiz, yoksa sadece aynı takvime toplantı ekleyen bir kalabalık mıyız?” Sonra suçlama oyunları başlar. Kimse açıkça söylemez ama bir anda “Zaten çok hata yapıyordu”, “Çok uyumsuzdu” gibi cümleler etrafı sarar. Giden kendini savunamaz; sessizlik de kalanların üzerine çöker. Sustukça, şirketteki samimiyet hissi de biraz daha erir. Ve daha kötüsü: Bu hikâyeye şahitlik eden herkes, yeni gelenler dâhil, “Demek burası böyle bir yer” diye düşünür. Güven yerini tedbire bırakır; “Acaba?” duygusu ofisin yeni iklimi olur.

Peki vedayı iyi yönetmek ne kazandırır?
Yalnızca “güzel bir final sahnesi” kazandırmayacağına neredeyse eminiz. Çünkü iyi bir veda, sadece bir çalışanı uğurlamaktan ibaret değildir; kalanlara, geleceklere verilmiş bir mesajdır. Onca emek verdik, zaman harcadık, sabahlara kadar sunum yetiştirdik, WhatsApp gruplarında komik sticker’lar attık, birlikte kahve içtik. O vedayı iyi yönetmek her şeyden önce bu hafızayı görünür kılar. “Seninle çalışmak güzeldi” demek; bir çalışanın en çok duymak isteyeceği şeylerden biridir. Bu hem gidenin içindeki “boşa mı uğraştım?” duygusunu yumuşatır, hem de kalanlarda “bir gün ben de gidersem bana da böyle davranılır” güveni yaratır. Sonra… Şirketi sadece bir işyeri değil, insani ilişkilerin kurulduğu bir topluluk hâline getirir. Veda, “Biz bir aileyiz” demenin sadece onboarding sunumunda geçen bir slogan olmadığını kanıtlar.

Kalanlar da bu sayede kendilerini daha değerli hisseder, “burası sadece rakamlardan ibaret değil” der. Örgütsel bağlılık tam da böyle anlarda güçlenir; rakamlarla değil, hatıralarla. Ve belki en önemlisi: Giden kişiyi markanın düşmanı değil, dostu hâline getirir. Çünkü güzel uğurlanan insanlar, dışarıda “orada çalışmak güzeldi” der. Bir gün yollar kesişirse, kapılar ardına kadar açık olur. Bu, LinkedIn’deki “biz bir aileyiz” postundan çok daha gerçek, çok daha ikna edici bir reklamdır.

Ayrılık da sevdaya dâhil: Vedanın gerçek değeri

Biz biliyoruz ki her başlangıcın bir sonu var. Ama mesele, o sonu yaşama biçimimiz. Birbirimizin yüzüne bakabildiğimiz, hatıraları paylaşabildiğimiz, samimi bir “iyi ki vardın” diyebildiğimiz, iyi ki’lerin içtenlikle karşılık bulduğu bir veda… Çünkü Goffman’ın da söylediği gibi (Goffman, 1959):

“İzlenimi nasıl başlattığımız kadar, nasıl sonlandırdığımız da kim olduğumuzu gösterir.”

Çoğumuz sosyal hayatta kendimize roller biçeriz. Bu rolleri sahnede oynar gibi sergileriz. Oyunun bir kapanışı vardır; perde iner. İyi bir veda, o sahnenin hakkını vererek, rollerimizi onurlandırarak kapanmasına imkân tanır. Aksi hâlde ne olur? Rol yarım kalır, seyirci huzursuz, oyuncular kırgındır. Yeni oyuna geçmek de, eskisinin ağırlığını taşımakla zorlaşır.

Ve ayrılsak da… Bir süre daha hep beraberiz. Vedalar, kurumun kendine attığı en gerçek imzadır. Kalanlar ve gidenler, o imzaya bakar ve karar verir: “Burada kalmaya, yeniden gelmeye ya da tavsiye etmeye değer mi?

Kaynakça
Goffman, E. (1959). Günlük Yaşamda Benliğin Sunumu (Çev. B. Cezar). Metis Yayınları, 2009.

Önceki yazı

Bir Türlü Olduramadığım Hayatım Üzerine

Sonraki yazı

Çalışmak Özgürleştirir mi?

İlgili içerikler

Ofis Ekosisteminde Öteki Olmak: Çirkin Ördek Yavrusunun İzinde

Ofis Ekosisteminde Öteki Olmak: Çirkin Ördek Yavrusunun İzinde

Özge Bozkurt
28 Nisan 2025
0

Kurumsal hayatta çoğu zaman bir "öteki olma" hissine teslim oluruz. Sabah kahvelerinde yapılan esprilere yabancı kalırız, e-postalardaki "biz" zamirinde kendimize...

Çalışma Hayatında Anksiyeteyle Mücadele Yolları

Çalışma Hayatında Odak Krizi: Dikkatimiz Çalınıyor mu?

Sedef Toprak
12 Şubat 2025
0

Biriken işler, unutulan toplantılar, okunmayan e-postalar… Beyaz yakalıların en büyük problemlerinden biri artık zaman yönetimi değil, dikkat yönetimi. Çalışma saatlerimiz...

Terfi Paradoksu: Kariyerin Zirvesi mi, Yeni Bir Çıkmaz mı?

Terfi Paradoksu: Kariyerin Zirvesi mi, Yeni Bir Çıkmaz mı?

Özge Bozkurt
20 Ocak 2025
0

İş hayatında terfi etmek, çoğumuz için başarının görülmesi ve emeğinin takdir edilmesi anlamına gelse de, içinde pratik zorluklardan teorik karmaşaya...

Imposter Sendromu: Kadınların Görünmez Yükü

Imposter Sendromu: Kadınların Görünmez Yükü

Özge Bozkurt
10 Ocak 2025
0

Modern iş dünyası, rekabetin ve performans baskısının giderek arttığı bir arena haline geldi. Kendinizi yeterliliklerinizi sorgularken yakaladığınız olur mu? Peki...

Evden Çalışırken Üzerime Kahve Dökülürse İş Kazası Sayılır mı?

Asgari Ücret Artışı Bizi Sürünmekten Kurtarabilir mi?

Sedef Toprak
3 Ocak 2025
0

Yeni yıl, yeni asgari ücretin iş dünyası, özellikle beyaz yakalar arasındaki sorunları çözüp çözmeyeceği, yeni sorunlara yol açıp açmayacağı, enflasyon...

Sadakatsizliğin Ödüllendirildiği Maaş Sistemi

Sadakatsizliğin Ödüllendirildiği Maaş Sistemi

Sedef Toprak
30 Aralık 2024
0

Aynı işyerinde uzun yıllar çalışmış, deneyimli, sadık, sektöre ve piyasaya hâkim çalışanlar, hak ettiği maaş artışı yapılmadığı için piyasanın altında...

Daha fazla yükle
Sonraki yazı
Hayal Kırıklığı, Engellenmişlik Gibi Duygular İçindeyken Nasıl Rahatlarız?

Çalışmak Özgürleştirir mi?

Önerilen içerikler

Yeni Çılgınlığımız Chat GPT 4 ile neler yapabilirsiniz?
Yaşam

Yeni Kankamız: Yapay Duygusal Zekâ

Gülben Şaş
4 Eylül 2025
Hayal Kırıklığı, Engellenmişlik Gibi Duygular İçindeyken Nasıl Rahatlarız?
Yaşam

Çalışmak Özgürleştirir mi?

Özge Bozkurt
13 Ağustos 2025
Ayrılsak da Beraber miyiz?
Kariyer

Ayrılsak da Beraber miyiz?

Özge Bozkurt
30 Temmuz 2025
Özgüven Eksikliğiyle ve Özgüveni Eksik Biriyle Nasıl Çalışılır?
Yaşam

Bir Türlü Olduramadığım Hayatım Üzerine

Özge Bozkurt
15 Temmuz 2025
Bizim Büyük İşsizliğimiz
Yaşam

Ev Yapımı Planlar, AI Yıkımı Hayaller

Gülben Şaş
9 Temmuz 2025

Bizi takip edin!

İçeriklerimize sosyal medya üzerinden hızlıca ulaşabilmek için hesaplarımızı takip edebilirsiniz.

Instagram LinkedIn

Kategoriler

  • YAŞAM
  • KARİYER
  • GİRİŞİMCİLİK
  • TEKNOLOJİ
  • MEKAN
  • ETKİNLİK
  • SAĞLIK
  • SANAT
  • SEYAHAT
  • SPOR

Popüler içerikler

Hayal mi gerçek mi?: Beyaz yakalılar fazla çalışma (mesai) ücreti alabilir mi?
Kariyer

Hayal mi gerçek mi?: Beyaz yakalılar fazla çalışma (mesai) ücreti alabilir mi?

Av. Ayşegül Ağur
27 Şubat 2024
Şirket Etkinlikleri Zorunlu Tutulabilir mi?
Kariyer

Şirket Etkinlikleri Zorunlu Tutulabilir mi?

Batuhan Durak
9 Temmuz 2024
200 Milyonluk Büyük Yılbaşı İkramiyesiyle Neler Yapılabilir? 
Yaşam

200 Milyonluk Büyük Yılbaşı İkramiyesiyle Neler Yapılabilir? 

Batuhan Sarıcan
16 Aralık 2022
Depremde Yaşanan Unutulmaz Hikayeler
Yaşam

Depremde Yaşanan Unutulmaz Hikayeler

Batuhan Sarıcan
11 Şubat 2023
Grip Mevsimi Geldi, Hastalık İzni Hakkında Her Şey
Kariyer

Grip Mevsimi Geldi, Hastalık İzni Hakkında Her Şey

Av. Ayşegül Ağur
18 Ekim 2023

Yazarın son içerikleri

Çalışmak Özgürleştirir mi?

Bir Türlü Olduramadığım Hayatım Üzerine

Beyaz Yakalının Krizde Ayakta Kalma Rehberi

Bizi Terleten Şey Menopoz Değil, Kapitalizm!

Ofis Ekosisteminde Öteki Olmak: Çirkin Ördek Yavrusunun İzinde

Ofis Press, iş hayatı, teknoloji, sağlık ve hobi alanlarında online bilgi, kültür ve eğlence platformudur. Ofis Press’in uzman editörleri tarafından hazırlanan özgün içerikleriyle bu alanlarda pek çok bilgi sahibi olabilir, keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Ofis Press, iş hayatı, teknoloji, sağlık ve hobi alanlarında online bilgi, kültür ve eğlence platformudur. Ofis Press’in uzman editörleri tarafından hazırlanan özgün içerikleriyle bu alanlarda pek çok bilgi sahibi olabilir, keyifli zaman geçirebilirsiniz.

Kişisel Verilerin Korunması

Aydınlatma Metni

Site Kullanım Koşulları

Çerez Aydınlatma Metni

Elektronik Ticari İleti Onay Metni

Müşteri Yurtdışı Veri Aktarımı Açık Rıza Beyanı

Güncel İş İlanları

Sonuç yok
Tüm sonuçları gör
  • YAŞAM
  • KARİYER
  • GİRİŞİMCİLİK
  • TEKNOLOJİ
  • MEKAN
  • ETKİNLİK
  • SAĞLIK
  • SANAT
  • SEYAHAT
  • SPOR
  • İŞ İLANLARI