Yeni dünya düzeninde gastronomi hızla değişen, teknolojiyi, kimyayı, mühendisliği bünyesinde harmanlayan bir sektör haline geldi. Geçtiğimiz yüzyıldan bugüne iş, kazanda kepçe çevirmeyi çoktan aştı. Yeni nesil şefler bilgi birikimleri, girişimci ruhları, ar-ge çalışmalarına verdikleri önem, gezegene gösterdikleri duyarlılık, modern teknolojinin sofraya dahil edilmesi, özgün ve yaratıcı projeler ile de liderliklerini ispat ediyor. Erkek egemen sektörlerden biri olarak bilinen mutfak, Şef Ebru Baybara Demir’in katkıları ile yeni bir vizyon kazanıyor.
Gerçekleştirmiş olduğu projeler ile 18 yılda 23 ödülün sahibi olan şef, artık dünyaca ünlü bir isim haline geldi. Gastronominin Nobel’i olarak bilinen Bask Mutfağı Dünya Ödülü’ne (BCWP) layık görüldü.
Bu yıl 8.’si düzenlenen ödül töreninde jüri başkanı Joan Roca tarafından takdim edilen ödül Ebru Baybara’nın kültürler arası etkileşimi gastronomi aracılığı ile gerçekleştirmesi, insani yardımlar konusunda gösterdiği hassasiyet, kadınların iş yaşamında daha fazla bulunması için yarattığı alan, iklim krizine karşı geliştirdiği projeleri uygulamadaki başarısı neticesinde kendisine takdim edildi. Gururlanmamak elde değil.
Ebru Baybara’nın gastronomi ile profesyonel olarak ilgilenmesi memleketi Mardin’e dönme kararından sonra gerçekleşiyor. Kendisi aslında Marmara Üniversitesi’nde Turizm alanında eğitimini tamamlamış. Tur rehberliği yaptığı dönemde şehre gelen turistlerin yemekleri beğenmemesi üzerine kendi evinde misafirler için el birliğiyle kurulan sofra ve bu girişimin birleştirici gücünü fark etmesi hayatında yeni bir sayfa açmış. Zamanla bu girişim bir projeye dönüşüp Cercis Murat isimli, Mardin’in ilk şef restoranını kurmasına kadar uzanmış. Üstelik beraberinde iş fırsatı yarattığı bir çok kadın ile birlikte. Birlikte üretmenin keyfi zamanla daha büyük oluşumlara zemin hazırlamış. ‘Bu ülkede tüm Dünyaya yetecek kadar toprak var’ diyen Baybara çiftçiyi tekrar tarımla birleşmeye teşvik etmiş. Suriyeli mültecilerle yaptığı çalışmaları, edindiği yeni bilgileri toprağına serpmiş. Hem öğretmiş hem de öğrenmiş. Kendisini bezdirmek isteyenlere karşı da başarısıyla en güzel cevabı vermiş.
Ayrıca tonlarca atık meyve sebzeden hazırladığı kompost ile de toprağın beslenmesini sağlayacak olan, sel, erozyon gibi felaketlerin verdiği hasarı azaltılmasına imkan veren projelere imza atmış. Topraktan Tabağa Tarımsal Kalkınma Kooperatifini kurduktan sonra Mezopotamyanın en eski buğdayı olan Sorgul buğdayının çoğaltılmasını sağlamış.
Kadınların iş yaşamında daha aktif rol oynaması gerektiğine inanarak bahçecilik, mantar yetiştiriciliği, aşçılık, okuma yazma programları başlatmış.
Bir çok ödüle layık görülen Baybara duyarlılığı, liderliği, çözüm odaklılığı, sosyal girişimciliği ile göğüs kabartan bir başarı hikayesine imza atmış.
Ülkemizde yaşanan deprem felaketi sonrasında kurduğu mutfaklar ile günlerce afet bölgesinde yemek pişirmiştir. Çünkü mutfak herkesi bir araya toplayan en yalın yerdir.
Şef Ebru Baybara’yı özgür ruhu, inançlarına olan bağlılığı, inancı, zarif ruhu için bizler de tebrik eder başarılarının devamını dileriz.