Çalışma hayatına dair öğrenilmesi gereken tonlarca bilgi var. İş hukuku en önemli ana başlıklardan biri. Çalışanlar olarak haklarımız neler? Sınırlarımız nasıl belirleniyor? Hangi eylemler karşısında yasal haklarımız devreye giriyor? Daha nice nitelikli aynı zamanda da hayati olabilecek bilgi mevcut. Bu bilgilerden bir tanesi de çok konuşulmayan, bir o kadar da önemli olan kötü niyet tazminatı.
Kötü niyet tazminatı, işverenin kasıtlı olarak işçiye zarar vermesi durumunda ödenen tazminat türü. Bu tazminat, zarar gören kişinin maddi veya manevi zararlarını karşılamak amacıyla ödeniyor. Bu tür tazminatlar genellikle hukuki süreçlerde kullanılır ve zarar gören kişinin mağduriyetini telafi etmek için bir tür yaptırım sağlıyor.
4857 sayılı İş Kanununda geçen tazminat türlerinden biri olan kötü niyet tazminatı işverenin kötü niyetli davranışı sonucunda oluşan mağduriyetin bir nevi bedeli olarak tanımlanıyor. Yani iş güvencesi olmayan işçinin üzerinde geçerli neden olmadan yazılı bildirim yapılmaksızın fesih hakkı kötüye kullanılırsa ihbar tazminatının 3 katı tazminatın işçiye ödenmesi gerekiyor.
İhbar tazminatı ödemesi yapılsa bile durum işçi için değişmiyor. Kötü niyetli eylemler ayrı bir değerlendirmeye tabii tutuluyor. Öncelikle işçinin bu tazminata hak kazanması için işverenin kötü niyetli feshini ispat etmesi gerekiyor.
Şartlar şöyle;
İş güvencesinin olmaması
İş sözleşmesinin belirsiz sürede olması
Fesih bildiriminin hakkın kötüye kullanılmasına yol açması
Direk olarak işçiye zarar verme
İşçinin yasal hakkını kullanmasından ötürü onu düşkün hale sokma kastı
Aslında konunun sınırları tam olarak keskin değil. Daha çok örnekler üzerinden açıklanıyor.
Diyelim ki cinsel yöneliminiz yüzünden iş akdiniz sona erdirildi ya da gebesiniz ve kaba tabirle şirketten şutlandınız üstelik çalışmanızda herhangi bir engel yokken! Yahut senelik iznin kullandırılmaması sebebiyle SGK ya şikayette bulunulması sonucunda işten çıkarıldınız. Hamilelik izni sebebiyle iş sözleşmeniz feshedildi veya sendikaya üye olunması sonucu işten çıkarılma ile karşı karşıya kaldınız. Cinsiyet, ailevi durum gibi kötü niyet barındıran ve sonucunda mağdur olduğunuz durumları delillerle kanıtladığınız takdirde bu tazminata hak kazanabilirsiniz. İşin güzel tarafı bu tazminat türü sadece çalışan tarafından talep ediliyor.
Tabii ortada meşru bir neden var ise bu tazminat türü söz konusu değil. Haklı neden olmasa dahi meşru bir sebep varsa, bu sebep dürüstlük ilkesine aykırı değilse kötü niyet olarak tanımlanmıyor. İşçinin yetersizliği ve işçinin iş arkadaşlarıyla geçimsizliği meşru sebeplere verilebilecek örnekler arasında.
Konunun ispat kısmı ise en mühimi denebilir. İşçinin ispatı somut delillere dayanmak zorunda. İşveren aleyhine dava açma veya sosyal haklarının kullanımı sebebiyle sözleşmesi feshedilen işçi bakımından feshin kötü niyetli olmadığını ispat etme yükü işverene geçiyor. İşçi ispatını her türlü delille kanıtlamakta özgür ve en önemli delil tanıklık delili olarak görünüyor.
İşverenin işçiyi kötü niyetle işten çıkardığını aynı işyerinde çalışan tanıklar doğrularsa işçi durumu ispatlamış sayılıyor. İş kanununa göre tazminat tutarı iş sözleşmesinin sonlandırılmasının bildirilmesi süresinin üç katı tutarında. İşçinin kıdemine göre değişiyor. 6 aydan az çalışmış olan çalışan 6 haftalık kötü niyet tazminatı almaya hak kazanırken, 6-18 ay arasında çalışmış olan işçi 12 haftalık kötü niyet tazminatı alıyor.
Haklı sebeplerle iş akdini fesheden çalışan kıdem tazminatına hak kazanırken hem kıdem tazminatı hem de kötü niyet tazminatı eş zamanlı olarak talep edilmiyor. Burada kararın işçinin lehine olan meblağ hangisi ise ona hükmedilmesi öngörülüyor.
Hikayenin sonunda art niyetin hem işveren hem de çalışan tarafında yarattığı yıkıcı sonucun, ahlaklı ve karşılıklı değerler kapsamında çalışmayı sürdürmekten çok daha pahalıya mal olduğunu görüyoruz. Bu tarz tutumların şirketleri sosyal ve kültürel olarak onlarca yıl geriye götürdüğüne kalıbımızı basmakla beraber, kötü niyete harcanan kirli zamanın daha verimli işlerle değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Çalışanlarına karşı haksız veya adaletsiz uygulamalarda bulunan veya yasal hakları ihlal eden işverenlere karşı haklarınız olduğunu ve bunları talep edebileceğinizi hatırlatmak gerek.
Şirket Etkinlikleri Zorunlu Tutulabilir mi?
Bazen bir seminer, bazen bir workshop, bazense şehrin öte ucunda düzenlenen yaza merhaba pikniği… İnsan kaynaklarından gelen bir mail ile...