Geçtiğimiz günlerde emekli olma kararıyla gündeme oturan İsviçreli tenisçi Roger Federer vedasıyla sevenlerini ağlattı. Bana en etkileyici kısım bu kararını açıklarken söyledikleri oldu. “Bedenimin bana verdiği işaretlere bakınca artık emekli olma zamanımın geldiğini anladım. Bu işaretler çok netti.” İnsanların genel olarak rollerine, yürümeyen evliliklerine, titrlerine zamk gibi yapıştığı bir ülkede yaşadığımdan olsa gerek Federer’in bırakmayı bilmesi beni çok etkiledi.
Tenisi dönüştüren, ona bambaşka bir zarafet katan Roger Federer vedasıyla da kariyerindekine benzer bir iz bıraktı. Onun unutulmaz maçları, tekniği, efsane oyunları biraz sporla ilgilenen herkesin farkında oldukları. Peki onun hakkında bilmediklerimiz?
1-Neredeyse Futbolcu Olacaktı: Federer çocukken hem tenis hem futbol oynuyordu. Hangisinin onun yolu olduğu konusunda çok düşündü. 12 yaşındayken bir karar vermesi ve kendini adayacağı yolu seçmesi gerekiyordu. Gerisi hepimizin malumu 🙂
2-En Büyük Korkusu Roller Coaster’a Binmek: Hayatta riskler almaktan, cesur hamleler yapmaktan korkmayan Roger Federer lunaparkta rayların üzerinde inip çıkan o küçük araçlara binmekten hiç hoşlanmıyor.
3-Acele Etmekten Nefret Ediyor: İsviçre gibi her şeyin planlı, programlı, rahat yürüdüğü sistemli bir ülkeden gelen sporcu aceleyi hiç sevmiyor. Kendisini İstanbul trafiğinde de görmek isteriz.
4-Okulu Terk Ettiğinde 16 Yaşındaydı: Bence bu çok şaşırtıcı bir bilgi! Federer kendini spora adayabilmek için okulu küçük yaşta bırakmak gibi bir risk almış ve kazanmış. Bu kararı verdiğinde annesinin yüreğine indi mi acaba?
5-Soda, Fondü ve Hiking Seviyor: Roger uzun doğa yürüyüşlerinin zihnini odaklamasını sağladığını söylüyor. Hatta pek çok önemli kararını da doğadayken vermiş. Ayrıca bütün gün fondü yiyebileceğini söylüyor Federer ve bol bol soda içiyor. Ne diyelim, afiyet olsun! Bu arada çocukken vejeteryanmış, sonradan bozmuş kendini 🙂 En sevdiği hayvan ise aslan.
6-Pulun Üzerindeki Federer: İsviçre’de bir mektup pulunun üzerine henüz yaşarken basılan ilk ünlü Roger Federer olmuş ve bununla da daima gurur duymuş.
Vedası sırasında ağlamaktan hiç çekinmeyen, duygularını olduğu gibi paylaşan tenisçi milyonları gözyaşlarına boğdu. Federer’in duygusallaşma konusunda kendini bu kadar rahat hissetmesi beni biraz yetiştiği kültür konusunda da düşündürdü. Mesela Fatih Terim emekli olacağı zaman bu şekilde ağlar mıydı? Ya da herhangi bir ünlü Türk futbolcuyu benzer sahnelerde hayal edebiliyor musunuz? Ben edemiyorum açıkçası.
Samimiyeti, klası ve en önemlisi doğru zamanda bırakabilme başarısıyla gerçek bir efsane olarak spor tarihine adını altın harflerle yazdıran Roger Federer’in huzurunda saygıyla eğiliyorum. İşine saygı duymak adına ondan öğreneceğimiz çok şey var.
Roller coaster’lardan uzak ve bundan sonra tembellik hakkını kullandığı bir hayat dilerim!