Komünist enişteme katılmadığım anlarda genelde bir Barbie daha istiyor olurdum. Babam da alırdı çünkü kapitalizm vardı, Barbie’lerimi koruyan kapitalizm… Nedense ben kendi Barbie’mi alacak yaşa gelince o yaşta gözümde bir Noel Baba gibi canlanan kapitalizm, hayalleri gerçekleştirmekten vazgeçti.
Yeterince hayal kursam ve deliler gibi çalışsam da artık onun sunacaklarına sahip olamam. Okuduğum başarı hikayelerinin hepsi benden önceki kuşaklara ait. Benim kuşağımın hayal kurmaya mecali yok çünkü hayali uğruna mesai yaptı gece dörde kadar.
Ben sanırım parayı bulup kendimi iyice bozmak istiyorum. Zorunlu minimalist, hippi, doğasever bilmem ne olmaktan yoruldum. Hayal kurup onlar için çalışanlara elmadan bir ısırık alabileceği söylenmişti ama ben kendimi daha önce hiç bu kadar Havva gibi öylece ortada bırakılmış hissetmedim. Yanlış elmanın mı peşindeyim acaba? Kendi işimi yapmak da istemiyorum, New York’daki fotoğrafımın altına “cheesy” bir caption yazmak da… Devlet ekmeğimi, yemeğimi versin; ben de insan gibi koşullarda çalışayım istiyorum. Galiba gittikçe enişteme benziyorum.
Sistemin pazarladığı başarı hikayelerini artık sahip olunan servete değil, etkiye dayandırıyor. Dünyanın en etkili insanlarından bahsediyor. Dünyanın en ünlü “fast fashion” markaları geri dönüştürülmüş malzemelerden kazak yapıyor ve onu diğerlerinden daha pahalıya satıyor.
Yılın en pahalı, en büyük davetlerine katılan ünlüler tüketim çılgınlığına karşı çıkmak için daha önce giydikleri bir kıyafeti giyiyorlar ya da tarihi bir elbiseyi giyip yırtıyorlar… İçeride de bizim bir aylık maaşı yiyip içip çıkıyorlar. Neyse ki yeni bir kıyafet almadılar, yoksa çok öfkelenirdik.
Bugün sahip olduğumuz kaynaklar ve doğal varlıklar kapitalizmin körüklediği çılgın bir hızla tüketiliyor. Diğer yanda, hâlâ 3 milyar insanın lavabosu, sekiz yüz milyon kadar insanın elektriği yok. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde yaşayanlar da dahil olmak üzere binlerce insan alım gücünün yetersizliği sebebiyle yaşadıkları ülkenin nimetlerinden falan da yararlanamıyor.
Ben matematik derslerinde şiir yazıp resim çizdim. Hayallerin bu kadar kenara fırlatılacağını bilseydim bir soru daha çözerdim. Kafamdaki yüzlerce sorunun cevabını köşe yazılarında ararken iki ekonomistin bir açıklamasını buldum. Michael Jacobs ve Mariana Mazzucato isimli iki ekonomist “Batı kapitalizmi geri dönüşü olmayan bir şekilde başarısızlığa mahkum değildir; ancak yeniden düşünülmesi gerekir.” diyor. Batı kapitalizmi henüz beni tanımıyor herhalde ve bizim eve gelen doğalgaz faturasından da haberi yok.