Yaşamının temeli çeşitlilikte saklı. Ekosistemdeki en ufak mikroskobik canlıdan gezegenin en büyük canlısına kadar hepsi birbirinden kopmayan, hayati bir bağlantı içinde. İnsan da bu derin bağlantının bir parçası.
Yediğimiz yemekten içtiğimiz suya ve ciğerlerimize dolarak bize hayat veren havaya kadar her şey, biyolojik çeşitliliğin sağlığına bağlı. Sadece bizim için değil tüm canlılar için durum böyle. Kısacası çeşitlilik olmadan yaşamın olamayacağını söylemek mümkün.
Çeşitliliğin, insanlık tarihinin gelişiminin de harcı olduğunu söyleyebiliriz. Tarih öncesi çağlardan bu yana insan beyninin gelişmesini ve avcı toplayıcılıktan günümüze medeniyetin inşasını sağlayan çeşitliliğin, imparatorluklardan ulus devletlerin kurulmasına kadar her aşamada gelişimi tetiklediğini biliyoruz.
İş dünyasında çeşitlilik
Günümüzde çeşitlilik, şirketler için de çok büyük önem taşıyor. Sonuçta iş, tekil karar ve faaliyetlerle değil, “iki elin sesiyle” ve biyolojinin diliyle konuşursak “simbiyotik” ilişkilerle nitelikli hale geliyor ve büyüyor.
Şirketlerin çeşitliliğe kucak açması, birçok fikrin ortaya çıktığı beyin fırtınalarıyla düşünce zenginliğini de beraberinde getirerek şirketlerin iş süreçlerini ve kurum kültürlerini geliştirmelerine katkı sağlıyor.
Çeşitliliğe önem veren şirketler, her türlü etnik köken ve eğilimin yanı sıra farklı bilgi birikimi ve becerilere sahip çalışanları bünyesine ve iş süreçlerine dahil edip, fikir zenginliğini ve yaratıcılığı aynı potada eriterek yeniliklere, büyümeye ve ilerlemeye açık oluyor.
Çeşitliliği önemseyen bir şirket, her çalışanın güçlü ve farklı yönlerini kurum kültürünün zenginleşmesi için kullanma avantajına da sahip oluyor. Ayrıca saygı temelinde adil ve eşitlikçi bir çalışma kültürünün temellerini atarak kurum kültürünün pekiştirilmesi ve aidiyetinin sağlanmasına da kapı açıyor.
Çeşitliliğin çeşitliliği
Bir şirket için çeşitliliğin birçok faydası bulunurken şirketlerin çeşitliliğe niçin yatırım yapması gerektiğini bir yazıda anlatmaya çalışmak oldukça zor. Çünkü çok geniş kapsamı olan, adeta “çeşitliliğin çeşitliliğinin” söz konusu olduğu zengin bir çatı kavramdan bahsediyoruz.
Yine de toparlamak gerekirse, etnik kökenden cinsiyet/cinsel yönelime, yaştan nöroçeşitliliğe (bilişsel çeşitlilik) kadar ayrım gözetmeksizin tüm çalışanlarına eşit haklar, fırsatlar ve söz hakkı sağlayan; kapsayıcılığa önem veren şirketler, çalışanlarının beceri ile farklılıklara saygı duyması ve değer vermesini sağlıyor diyebiliriz.
Çeşitlilik kuşakları da kapsıyor. Bu açıdan şirketin iş süreçlerinde farklı kuşaklardan bireylerin bulunması, deneyimlinin bilgeliğiyle gençlerin enerjisini bir araya getirerek denge kurma avantajı sunuyor. Benzer şekilde farklı düşünce tarzlarına, alışkanlıklara ve bakış açılarına sahip insanları bir araya getiren nöroçeşitlilik de şirketlere ve yöneticilerin düşünce tarzına zenginlik katarak yeteneklerin ve yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.
Kıyafet ve farklı yaşam tercihleri ile hobilerin yanı sıra bedensel farklılıklar da çeşitlilik kapsamının içine giriyor. Tüm bunlar kişinin kimliğinin bir parçasıyken, bu kişiler çeşitliliği kapsayıcı vizyona sahip şirketlerde kendilerini daha rahat hissediyor, daha farklı bakış açıları sunabiliyor. Bu çeşitlilik çatısının, aidiyet ve yaratıcılığı artırmak gibi faydaları söz konusu. Şimdi gelelim istatistiklere…
Çeşitlilik kârlılığı ve performansı artırıyor
Her bireyin etnik kökeni veya içinden geldiği kültür, şirket için eşi benzeri olmayan kültürel bakış açılarını beraberinde getirirken, bu durumun şirketlere birçok açıdan fayda sağlaması da kaçınılmaz oluyor. Örneğin Boston Consulting Group (BCG) tarafından yakın zamanda yapılan ve Forbes’ta yer alan bir çalışma, bize çok önemli bir istatistik sunuyor.
8 farklı ülkeden farklı sektör ve boyutlardaki 1.700 farklı şirketi inceleyen araştırmacılar, lider ekiplerinde çeşitliliğe önem veren şirketlerin, gelirlerinde %19 artış olduğunu ortaya koyuyor. (A) Buna benzer şekilde cinsiyet/cinsel eğilimdeki çeşitliliğin şirketlerin başarı olasılığını artırdığına yönelik çalışmalar var.
Şirketlerin ileriye gitmek için yüksek performanslı ekiplerden faydalanması gerektiğini belirten teknolojik araştırma ve danışmanlık şirketi Gartner, bu açıdan çeşitlilik ve kapsayıcılığa önem vermenin, başarıyı artırabileceğini savunuyor. (B) Özellikle de cinsiyet/cinsel eğilim açısından çeşitli ve kapsayıcı ekiplerin, daha az kapsayıcı ekiplere göre ortalama %50 daha iyi performans gösterdiğini bildiriyor.
Girişimler ve teknoloji şirketleri için çevrimiçi bir topluluk olan BuiltIn’e göre ise yönetici ekiplerinde kadın temsili daha fazla olan şirketlerin rakiplerinden kârlılık açısından daha iyi performans gösterme olasılığı %18 daha fazla. Etnik çeşitlilikte ise bu oran %27’ye kadar çıkıyor. (C)
Çeşitliliğin çalışan aidiyetine katkı sağladığını söylemiştik. Bugün 44 ülkede faaliyet gösteren ve “dünyanın ilk yönetim danışmanlığı şirketi” unvanına sahip olan McKinsey’e göre, kurum kültürüne aidiyet hisseden çalışanların, diğer meslektaşlarına göre kurumun misyonlarına heyecan duyma ve bağlılık hissetme olasılıkları yaklaşık üç kat daha fazla. (D)
Çeşitlilik çözüm sağlıyor
Düşünce biçimlerinin, yaş ve birikimlerin, ortaya çıkan fikirlerin ve yaklaşımların çeşitliliği, ekiplerin sorunu birden fazla açıdan ele almasını; neden sonra güçlü ve optimize edilmiş bir çözüm bulmasını sağlaması açısından çok önemli. Bu nedenle çeşitliliğin, şirketlerin sağlıklı geleceği için çok önemli olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Özetle şirketler çeşitlilik çatısı altında yarattıkları fırsat eşitliği sayesinde hem çalışanına verdiği değeri artırarak özgüven ve aidiyeti temin ediyor hem de iş süreçlerinin yaratıcı ve verimli olmasını sağlayarak kendisine fayda sağlıyor. Tam bir kazan-kazan durumu.
Çeşitliliği ve eşitliği kapsamak, birçok ülkede opsiyonel ve şirketin kendisine bağlı olsa da bazı ülkelerde yasal güvence söz konusu. Örneğin Avustralya’da işyerlerinin her türlü çalışana fırsat eşitliği sağlamasının yanı sıra ayrımcılık ve tacizden uzak bir iş yeri düzeni kurması, yasayla güvence altına alınmış durumda (E).
İşverenler, işyerinde istihdam dezavantajlarını ve ayrımcılığı ortadan kaldıracak tedbirleri uygulamaya koymaktan sorumlu. Bu sayede insanlar birbirlerine değer vermeyi öğrenirken, ırksal ve cinsel tacizden, ayrımcılıktan ve zorbalıktan arınmış bir çalışma ortamı sağlanmış oluyor.
Bu arada şirketlerin çeşitliliğe yaptığı yatırım, çalışanların da tercih sebebi oluyor. Analitik ve danışmanlık şirketi Gallup’a göre, çalışanların %40’ından fazlası, bir iş teklifini değerlendirirken şirketin her türden insana yönelik çeşitliliğe, eşitliğe ve kapsayıcılığa sahip olup olmadığını bakıyor. (F) CNBC’nin yaptığı araştırmada ise bu oran %80’e kadar çıkıyor. (G)
Sizce de artık çeşitliliğe yatırım yapmanın ve kapsayıcı bir kurum kültürü oluşturmanın vakti gelmedi mi?
Kaynakça
B. https://www.gartner.com/smarterwithgartner/diversity-and-inclusion-build-high-performance-teams
C. https://builtin.com/diversity-inclusion/diversity-in-the-workplace-statistics
E. https://abilityoptions.org.au/5-benefits-of-diversity-in-the-workplace/
F. https://www.gallup.com/workplace/389807/top-things-employees-next-job.aspx